story

Solebox, kapılarını ilk olarak 2002'de Prenzlauer Berg'de açtı. O zaman iç dekorasyonun tamamı karton kutulardan oluşuyordu.

Ayakkabıları kutuların üzerinde sergiliyorduk. SOLEBOX ismi de aslında buradan geliyor. O sergileme düzeni, mağazaya 2000'lerin başlarına göre oldukça özgün ve yenilikçi bir görünüm kazandırdı.

Yani Birinci Günden beri DNA'mızın parçası olan benzersiz deneyimi sunduğunu da söyleyebiliriz. Charlottenburg'daki Nürnberger Caddesine taşındığımızda ise mükemmel yeri ve kendimize ait bir alanı bulduğumuzu hissettik.

Şimdi bu mağazanın yanında topluluk merkezimizi de kuruyoruz. Berlin, tıpkı biz ve şehrimiz gibi sürekli gelişen ve ilerleyen bir yer. İlk mağazayı açtığımızda sneaker butikler henüz niş bir konseptti.

Sneaker anlayışı daha yeni oluşuyordu. Yaklaşık 20 yıl sonra ise dünya çapında bir fenomene dönüştü. Solebox olarak mevcut kültürde yeni nesil sneaker tutkunlarını eğitmek istiyoruz.

Bu konuda özellikle OG'leri düşündüğümüzde eğlenceyi ve orijinalliği canlı tutmak çok önemli. Bu iki nesli bir araya getirmeye çok önem veriyoruz.

Köklerimize ve misyonumuza göre, perakende alanlarımızın tasarımı ve topluluğumuz için ve onlarla birlikte hayata geçirdiğimiz fiziksel etkinliklerle öne çıkıyoruz.

Solebox'ta hepimiz farklı kültürlerden gelsek de sneaker kültürüne yönelik aynı tutkuyla motive oluyoruz. Her gün benzer zihin yapısına sahip ancak farklı pek çok insanın yer aldığı bu grupla çalışmak, dileyebileceğin en büyük enerji kaynağını sunuyor.

İlerde aynı enerjiyi Avrupa'daki diğer şehirlere de taşımayı hedefliyoruz. Aslında ilk konumu doğru enerjiyle bulduk. Yakın zamanda Barselona'da yeni ve heyecan verici bir mağaza daha açacağız.

Genel olarak geleceğe çok iyimser bakıyoruz. Geçtiğimiz aylar bize sosyal etkileşimin ne kadar önemli ve güçlü olduğunu gösterdi. Ayrıca, topluluğumuzu güçlendirmeye, onlara imkan sağlamaya ve doğru şeyin peşinden koşmaya dayanan inancımızın ne kadar doğru olduğunu bize kanıtladı.

Talking Shop

Solebox